Sesli Makale

 Evet  yanlış okumadınız! Bildiğiniz deniz var  hem de ne deniz. Üstelik Musul-Kerkük hattındaki Petrol kuyularının bağlandığını, hatta oradaki petrolün ana havzası olan bu deniz güzel ülkemizin Güneydoğu topraklarında…!

Cennet  mekan Sultan 2. Abdülhamid Han Hazretleri kendi döneminde bilinmediği halde emrinde Osmanlının en gizli “İstihbarat Teşkilatı” olan “YILDIZ İSTİHBARAT”ını bölgeye göndererek 100 yıl sonra Dünya’yı yönetmenin kaynağı olacak bu enerjinin tespitini yaptırıp haritalarını hazırlatmıştır. Nasıl bir deha olduğu 100 sene önce yaptığı İlahi istihbarat öngörüsü ile açık bir şekilde ortada değil mi? Ne gariptir ki Sultan Abdülhamid Han’a hain diyenler ile Türkiye’de ki petrol yataklarını kapatanları biraz  araştırdığınızda ya akrabalar ya da iş ortakları. Türkiye'deki dev  şirketler ve markalaşmış aileleri kastediyorum. Kimlerden bahsettiğimi anlıyorsunuz zaten. Hep bu yapı çıkıyor ortaya..! Yeni Dünya Düzeni sisteminin kölemenleri…

Güneydoğu'da muazzam bir petrol rezervi var. Ve bu petroller buradan çekiliyor. 300 km'ye 300 km’ lik bir alan.

Bunu  Güneydoğu'da bilen yerli işadamlarımız var, sorun şurada ortaya çıkıyor geçmişte yapılan siyasi ve politik anlaşmalara göre hareket ediliyor. Derinlemesine bir araştırma yaptığınızda kimler bu anlaşmaları yapmış? Kimler arkasından çıkıyor net belli oluyor.

Peki bu petrol neden çıkmıyor? Çünkü çıkmasını istemiyorlar engel oluyorlar,

Bu tutum aslında Geçmişe doğru bakarsak Ortadoğu petrol bölgelerinin ele geçirilmesi için, Osmanlı Devletinin üzerinde büyük oyunlar oynandı. Batılı sömürgeci ülkeler, Birinci Dünya Savaşı’nı sudan bahanelerle, sömürge plânları gereği olarak çıkardılar. (Albert Pike) Yeni Dünya Düzeni kurucularınındandır. Bunu geçmiş yazılarımızda yazmıştık.. Savaşın çıkarılmasındaki amaç, Bizi ilgilendiren tarafı Türk - İslam dünyasını sekteye uğratmak, Osmanlı Devleti’ni yıkmak, Osmanlı topraklarını paylaşarak, zengin petrol bölgelerini ele geçirmekti. Batılı güçler, Birinci Dünya Savaşı sonunda, istedikleri emellerine ulaştılar. Batı, Osmanlı’dan sonra, İslâm Dünyası’nı bir ahtapot gibi sömürmeye başladı. Irak, 2004 yılında tamamen işgal edildi. Ve bunların sonucunu yakınen görüyoruz. Petrolcüler, İran, Suriye ve Türkiye üzerindeki işgal plânlarını çok ustaca yürütmektedirler. 

Bunun nedeni; Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi, dünyanın en zengin petrol yataklarından birine sahip olmasındandır.. Çünkü Batılı güçler, petrol savaşını çok sıkı bir gizlilik içinde yürütmekte idiler. Ancak 1991 Körfez Savaşı’ndan sonra bu gizlilik perdesi bir anda aralandı. 1992 yılında Amerikalı petrol şirketi Retog, Türkiye’de bulunan petrol rezervlerinin haritalarını dahi kapsayan, dört ciltlik bir rapor yayınladı. Bu ABD Petrol Şirketi raporunda Güneydoğu Anadolu’yu ve Bitlis, Van, Adıyaman, Tunceli illerini “Türkiye Kürdistanı” olarak değerlendirmiştir. Retog Şirketi’nin “Yeraltı Jeolojisi ve Petrol Araştırma Fırsatları, Türkiye Kürdistanı” adlı raporda “500 bin ölçekli harita, kuyular, büyük petrol ve gaz sahaları, 52 ayrıntılı kuyu jurnali, 517 kuyu bilgi kayıtları, yerüstü coğrafi bilgiler, Bouguer yer çekim bilgileri, Türkiye, Suriye ve Irak’ın sismik derinlik haritaları ile bu ülkeler de çalışan petrol sahalarının ayrıntılı haritaları” yer almaktadır. Halbuki daha önce Türkiye’nin Amerikan şirketlerine yaptırdığı araştırmalarda, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kayda değer petrol olmadığı şeklinde raporlar verilmiştir. Shell firması tarafından 1967 yılında Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde açılan bir kuyu “petrol yok” diye kapatılmış, ancak aynı yerde 1991 yılında yapılan sondaj neticesinde petrol bulunmuştur. (Şevki Çobanoğlu-/ 2014 petrol savaşları)  

Amerikalı Petrol Şirketi Retog’un 1992 yılında yayınladığı raporda, yer alan bir bölümde ilginç açıklamalara yer verilmiştir. Daha önceleri Ortadoğu’nun güney bölgelerinin petrol bakımından zengin olduğu görüşleri üzerine durulmakta idi. Ancak Retog’un raporunda Ortadoğu’nun, Türkiye’nin Güneydoğu Bölgesi toprakları da dahil olmak üzere, kuzey bölgelerinin petrol bakımından zengin olduğu belirtilmiştir. 1991 Körfez Savaşı’ndan sonra bir ABD petrol şirketi, Silopi’de 197 bin metrekare bir alanda petrol arama izni almıştır. Batılı emperyaller, petrol savaşını sürdürmektedir. Bu enerji savaşları bitmez! Bugün Irak ve Türkiye toprakları üzerinde Kürt ve Ermeni devleti kurma çabaları da sırf bu yüzdendir. Batı bu sinsi plânını arada bir açığa vurmaktadır. Bu arada unutulmaması gereken de eski “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı” rahmetli İhsan Topaloğlu’nu rahmet ile anıyorum..! Çünkü bu konularda çok derin tespitleri vardı…? Abd’nin petrol ve Bor madenleri hakkında sömürüsünü defaatle dile getirip kaleme almış ve demeçler vermiştir. Yine bu konu ile bağlantılı rahmetli Muammer Aksoy’da unutulmamalı onunda ciddi çalışması vardı..? 

Hepsi Osmanlı Devletinin mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi arşivlerinde bulunmaktadır. 

Şimdi bir düşünün.! Acaba atalarımızın mirası olan bu topraklar mı fakir? Yoksa bunca zaman içerideki hainlerin kendilerini sömürgeci hanedanlara satması ile kasıtlı olarakmı fakirleştirildik?  İsrail’in Rusya’ ya ne vaat ettiğini biliyormusunuz…? 2014 yılında Rusya’ ya yapılan ekonomik operasyon Rusya’yı sarstı, İsrail’in kendisi ile beraber hareket etme noktasındaki bu teklifini kabul etmesi olayına mecbur bırakıldı? Etmez ise 10 sene içinde yıkılacağı bu yüzden sıcak savaşa ihtiyacı olduğu? Vaat edilen bu zenginlikten kendi payına düşeni alabilmek içinde Türkmendağı’ nı işgal etmesi gerektiğini şimdi net anlamışsınızdır. Rusya sadece Türkmendağı ile Bayırbucak’la yetinmeyecek.! Sanmayalım ki Rusya PYD, DAEŞ ve diğer küffarlar, Türkmendağı sınırlarında ,Suriye sınırlarında kalacaklar. Onlar Hazinenin ana kaynağını işgal etmeye hazırlanıyorlar. Petrol savaşını sürdürüyorlar. 

Ha bu arada  Toryum ve Bor madenlerinin %72 ile %70"ininde Güneydoğu ve Ege bölgesinde olması da sömürge İmparatorlarını çok kızdırıyor çok…! Ne yaparlarsa yapsınlar Büyük Türkiye Allah’ın izni ile ilerleyecek…!

Öncevatan
27 Nisan 2016